B Planı Dergisi Seslendirmeleri

B Planı Dergisi üzerine düşen sorumluluğun farkında olarak önceliği görme engelli kardeşlerimiz ve hayat gailesinden dolayı dergi okumaya fırsat bulamayan dergi meraklıları için dergideki makale, çeviri ve şiirleri seslendiriyor. Seslendirilen eserler ayrı halde ve bütün bir sayı olarak dosyalanarak sizlerin istifadesine sunulacak. Önceki sayılarımızın seslendirmeleri hazırlanmakta olup imkanlarımız kısıtlı olduğu için amatörce yapılan bu kayıtlar ve hazırlanacak dosyalara ulaşım ile ilgli olarak bplanidergisi@gmail.com ve idurhan@hotmail.com adreslerinden bizlere ulaşabilirsiniz.

Üçüncü Sayı Tanıtımı

İhtar ve Hatırlatma

B Planı Dergisi’nden ve B Planı Dergisi ile ilgili kanallardan döküman veya metin alıyorsanız kaynak göstererek alın. Alıntı yapmış olduğunuz ve/veya almış olduğunuz döküman veya metinler, dergi ekibinin bunca hayat gailesi arasında vakit ayırarak hazırlamış oldukları şeylerdir, bu emeği on saniyelik bir bilgisayar işlemiyle kendinize mâl etmeniz sizi ziyadesiyle suçlu kılar.

İkinci Sayı [Mart-Nisan 2013] Basın Bülteni

AdsızÇukurova’nın bereketli topraklarından ses verirken hak ettiği yeri bulmakla beklenen ilgiyi görmek arasında sıkışıp kalmayı kendisine dert edinmeyen B Planı dergisi, ikinci sayısıyla mecrasını keskinleştirmeye, serüvenini anlaşılır kılmaya devam ediyor.

İki aylık fikir-sanat dergisi B Planı, edebiyat-sanat meselelerinin ve bu damarın asli taşıcıyı unsuru sayılan matbu mecraların, halk tarafından; entelektüel kaygıları & sancıları olan bir avuç sanatsever’in kendi aralarında döndürdüğü top çevirme oyunu olarak algılanmasını bir ‘arıza’ olarak görür ve ‘kimse bizi anlamıyor’a mesafeli yaklaşımını korumayı tercih eder.

B Planı dergisi, hayatın asıl dinamizminin -müstakil olarak öyle görünse bile- güncel siyasette olmadığına ve çok daha derinlerde mevzilenmiş bir bilinç inşasına ihtiyacımızın olduğuna dair mutlak ısrarını -bu ıstar’a etkisi kendi cirminin yaktığı yer kadar olsa bile- sürdürecektir. Asıl meselemizin ne olduğuna dair bu ısrara dâhil olmak üzere; şiir’in sokağa çıkmasını fena halde önemsemek de sorumluluk ve zorunluluk penceresinden peşin kabulümüz olmaya devam edecektir. Bu bağlamda B Planı, laboratuarda hazırlanan ideolojiler gibi laboratuar dergilerinin de bu topraklarda nefes almasının imkân dâhilinde olmadığını bilmekle beraber, tamirci çıraklarının da iyi şiirden anlama haklarını her şartta saklı tutacaktır.

Vel hasıl-ı kelam; B Planı dergisinin 2. sayısında (mart-nisan 2013) sinemadan edebiyata, siyasetten felsefeye kadar geniş bir ilgi alanı çerçevesinde geniş oylumlu bir çok sıkı yazı mevcut olup, bu yazılar kıymetli okurlarını beklemektedirler.

Derginin muhtevasına dönecek olursak; kapak’ta mecburi kalemiz El-Hamra’yı savunan yorgun, yaralı ama asla mağlup edilemeyen bir savaşçı portresi karşılıyor bizi. Yaralı ama kılıcından son bir ışıltıyla bakıyor dünya ahvaline kahramanımız. Endülüs’ten selam getiriyor herkese belli ki. Hakiki bir özgün çizim. Kalem işçiliğiyle günlerce uğraşılarak el yapımı olarak çizilmiş ve renklendirilmesi için de ayrıca uğraşılmış emek dolu bu Endülüslü savaşçı portresi kıymetli çizer Çağatay Hakan Gürkan’ın, kızı Bilge Gürkan’la birlikte B Planı dergisine hediyesi kabilindendir.

B PLANI DERGİSİ, 2. SAYI İÇERİK;

Dursun GÖKSU’nun doksanlardaki edebiyat dergilerinin serencamı üzerinden şiir’e kişisel olmayan bir bakış atarak ilgi çekici bir okuma yaptığı yazısı;
‘’TÜRK ŞİİRİ’NİN PANAROMASI; 90’LAR’’

K.Özkan DAĞ’ın İskenderiye’de adı bilinmeyen bir yazar tarafından Yunanca olarak yazılmış didaktik metinlerden oluşan bir eser olan; Physiologus’la ilgili -birçok dile çevrilen Balina şiirinin özgün bir çevirisi eşliğinde okuyabileceğiniz- çok önemli yazısı;
OKYANUS YÜZENİ

Murat ÇELİK’in sinema üzerine tartışmaya açılan başat meseleleri iki konu dizini halinde yorumladığı entelektüel kalibresi yüksek yazıları; ‘SİNEMA VE POPÜLER KÜLTÜR’’ ve ‘’SİNEMA: BİR FELSEFE İMKÂNI MI, BİR SANAT MI?’’

Talip NACAR’ın herkesin virajını alamadığı kendi kişisel hikâyesinde boğulduğu bir zamanda elini okura uzatarak ‘acınızı paylaşabilirim’ dediği sarhoşluk veren çarpıcı metni; ‘MUSALARIN BİRİKMEDİĞİ SINIFA

Bu yazılar, 2.sayının en önemli yazıları olarak kayıtlara geçecektir.

B PLANI dergisi, her ne kadar düşünce ağırlıklı yazılar yayımlıyor gibi görünse de, bu onun bir şiir dergisi olduğu gerçeğini asla değiştirmiyor. Bu bağlamda gayet diri, sesi gürül gürül duyulan, sokağın dinamizminin hissedildiği 1’i çeviri olmak üzere toplam12 şiire yer verildi bu sayıda. Şiirlerin tamamı isimleriyle de oldukça dikkat çekici.

BU SAYININ ŞAİRLERİ;

Bertol Brecht (Çev: K. Özkan Dağ)
Salim NACAR
Hilal ÖRNEK
İsmail K. DURHAN
Alptuğ TOPKATAŞ
Mehmet Can AKDAĞ
Alkan KILIÇ
Mustafa KUBUR
Fatih Yavuz ÇİÇEK
Murat ÇELİK
Rıfat EROĞLU
Tevfik HATİPOĞLU

RÖPORTAJ; İran klasik müziğinin yaşayan efsanelerinden sayılan dünyaca ünlü İranlı müzisyen ‘Şehram NAZERİ’nin uzun uğraşlar sonucunda da olsa, B Planı dergisine konuşmayı kabul etmesi önemli. Bir gazetecilik başarısı olarak da sayılabilecek bu röportaj oldukça derinlikli bir sohbete kapı aralayarak, kadim Pers medeniyetinin sahip olduğu kültürel dinamizm başta olmak üzere; sanat, müzik, felsefe ve sufizm’e kadar uzanan bir yelpazede okuyucuyu muhabbetle selamlıyor.

K.Özkan DAĞ tahmin edilenden fazla ilgi gören, teşekkür ve destek mesajları yağan çevirilerine, tek kişilik dev atölyesinde büyük bir titizlikle devam ediyor. Bu sayıda Claude Lévi-Strauss’la yapılmış arşivlik söyleşinin ikinci ve en can alıcı bölümü yayımlanıyor. Temiz, az pürüzlü, anlaşılır çevirilere hasret kalan okuyuculara K.Özkan DAĞ’ın dilin imkânlarını zorladığı atölyesinin ilaç gibi geldiğini söylemek abartılı olmayacaktır.

Mustafa UĞURLAR 1913 yılında (doğal olarak) Osmanlıca olarak yayınlanan ‘İslam Dünyası’ dergisinden ‘’TA’LÎM VE TERBİYE / BİZDE USUL-İ TEDRÎS’’ isimli faydalı bir metni B Planı dergisi için okudu. Çeviri ifadesini kullanmaktan -özellikle- kaçınıyoruz, çünkü bahse konu dil, başka bir lisan ya da medeniyet enstrümanı falan değil, hatta genel algının aksine konuşma dili bile sayılmaz. Bin yıllık tarihsel aidiyetimizin köklü bir dinamiği olarak görülmelidir, eğer görülecekse. Eski Türkçe demek kafi gelecektir bu yüzden. Bu mesele için, çok büyük atılımlar gerekli. B Planı’nın yaptığı kütüphanelerde çürümeye yüz tutan binlerce sayfalık Osmanlıca külliyatımızın güncel neşrine bir nebze de olsa katkı sunma çabasıdır sadece.

Bir takım meselelerin yakın plana çekilerek yorumlandığı dikkat çekici Kontra-pedal sayfasının bu sayıda yakın plana aldığı konular ise şöyle.

KATALAN RÜYASI; 
TAM BAĞIMSIZ KATALONYA!

GÖSTERİ TOPLUMUNUN YENİ OYUNCAKLARI OLARAK 
ŞEMS VE MEVLANA

İMAJ VE TAKVA; 
‘MUHAFAZAKÂR MODA’NIN DEVRİMCİ DERGİLERİ

VATİKAN’IN YOLLARI TAŞTAN;
YARIM KALAN BİR PAPA HİKÂYESİ

Ayrıca arka kapakta bu sayının kapanışını yapan ‘HOLOSKO (ARTI) BİR MİKTAR YARA’ isimli imzasız bir şiir de mevcut, bu şiirin sahibinin Güven ADIGÜZEL olduğundan şüpheleniliyor.

B PLANI, zengin içeriği ve özgün konu yelpazesi ile fikir ve sanat dergisi üst başlığına mağlup ve mahcup olmamak yolunda okurlarıyla birlikte kendi ritminde ilerliyor ve gözleri yormayan bir sayfa estetiğiyle birlikte; kalibresi, dinamizmi ve anlatım dili güçlü yazılar/şiirler yayımlamaya çalışarak kendi serüvenini anlaşılır kılmaya çabalıyor.

Hikâyenin en güzel yeri olmak gibi bir derdi yok. Varıp eylem köprüsünü geçmek her zaman hariç.

Birinci Sayı İçin.

indiroku

“Ha Bismillah!” dediğimiz ilk sayıda…

“Ha bismillah” dediğimiz ilk sayımızda;

Kurucu yazarlarımızdan Salim Nacar’ın hayat memat meselesi olarak gördüğümüz şiirin güzelliğinin “çıkmaz”da olup olmadığını sorguladığı denemesi yer alıyor. Yıllarca akşam sinema kuşaklarında izlediğimiz birçok Yeşilçam filminin mimarı Natuk Baytan’nın yani absürt mizahın gerçek babasının hayatı ve sineması Güven Adıgüzel üslubuyla sizlerle buluşuyor. İlerleyen sayılarda yer yer Epik’in süreçlerine değinecek olan B Planı Dergisi için Mehmet Gül tarafından kaleme alınan Epiğin Kısa Tarihi de dergide yer alan yazılar arasında.

Mustafa Uğurlar, Sibiryalı Şir İdrisi’nin 1913 yılında kaleme aldığı “Avrupanın İslamiyet ve Türklük Hakkındaki Nazarı ve Ona Mukabil Bizim Hareketimiz” yazısını B Planı için okudu. K. Özkan Dağ ve Abdulkadir Akdemir, dergi bünyesinde kurulan çeviri atelyesinde çevirinin mantığı, çevirmenin yazıya yaklaşım biçimi ve çeviri aşamalarını kaleme aldılar. Bunlarla yetinmeyen K. Özkan Dağ ve Abdulkadir Akdemir çeviriler arasındaki farkların ortaya çıkarılması açısından örnek bir çalışma yaparak Sylvia Plath’in “Bir Hayat” isimli şiirini iki parçaya ayırıp çevirerek farklı bir çalışma ortaya koydular. Son olarak atelye’deLorca’nın “Uykusuz Şehir” isimli şiiri K. Özkan Dağ tarafından aşama aşama çevrildi ve her aşama izah edildi çevirmen tarafından.

Dergide şair Alptuğ Topaktaş’la yapılan bir söyleşi de yer alıyor. B Planı sadece şiir yazmakla yetinmeyip şiir üzerine düşünen ve yazan şair ve yazarlarla konuşmaya devam edecek. Sanılanın aksine B Planı Dergisi ölmüşlerle de söyleşebildiğini göstermek için Claude Lévi-strauss’la Collegede France’ın Sosyal Antropoloji Laboratuvarı’nda konuştu.Bernadette Bucher’e ısmarladığımız bu çeviri biraz geç olsa da (yaklaşık 30 yıl) elimize nihayet ulaştı ve biz de bu uzun söyleşinin ilk bölümünü yayımlayalım dedik.

Şiirleriyle, suya düşmüş bütün planların aksine B Planı’na itimat eden şairler, Hilâl Örnek, İsmail Kemal Durhan, Alkan Kılıç, Ümit Erdem, Murat Çelik, Talip Nacar, Osman Sifil, Nazmi Cihan Beken, Salim Nacar, Abdulkadir Akdemir ve Rıfat Eroğlu sizleri karşılayacak.

B Planı, varıp eylem köprüsünü geçenlerin dergisi…

 

Bütün A planları suya düştü…

B Planı, dergisiz yapamayan, edebiyat, sinema, dünya, hayat ve ülkesi üzerine düşünen birkaç yazar/çizerin ortak kalkışmasıdır. Şiirin ve edebiyatın millet hayatında kaybettiği yeri yeniden sabitlemek için popüler ve sığ olana yüz vermez. Vaadlere, büyük imkanlara, kaçırılmayacak fırsatlara ve manifestolara inanmaz. Ne kadar çabalasa da bir süreklilik taahhüt etmez. Bununla beraber herkesten daha duyarlı ve bilinç sahibi değildir. Çünkü bu yalana gönül indirmek kanaati hasıl olduğundan beri, dünyayı anlamlandırma çabasının, dünyayla bir anlam edinme düşüncesinin gerisinde kaldığı görülüyor. Niyetlerin sahihliği belki tartışılmazsa da her duyarlılık biçimi çabucak klişeleşiyor. Şimdilik ‘içimiz’ konusunda daha teferruatlı konuşarak kurtulabilirsek de ’dışımızın’ vaad ettikleri bu konuşma imkanının önünü tıkar vaziyette. Ancak rahatlığın sıkıntısı bizi şehre karışmaktan alıkoymuyor. Nihayete erdirilse insanlığa derin nefes aldıracağını düşündüğümüz fikirlerimiz var ama modern alışkanlıklarımız elimizi ayağımızı bağlıyor. Sanat ve Edebiyat bu sığlıktan bizi çıkaracak alanlardır. Saçakları altına sığınmamız, koruyucu gölgesine çekilmemiz bundandır. Bu bize bir sakinliği getirmeyecek. Çünkü bunun tam tersi olsun diye çabalıyoruz. Bu iki alan bizi dünyaya karışmaktan alıkoysun, insana karışmamızı sağlasın diye umut ediyoruz. Çünkü insana karışmaktan alıkoyan bir uğraşın, teferruatı keskinleştirip, hakikatin önünü tıkamaktan başka bir işe yaramayacağı düşüncesindeyiz. İnşallah B Planı daim olur, bir hedefi olur, bir meselesi olur, geliştirir ve uğraştırır.